Elbette bu durum Türkçe öğrenimi geçerlidir. Birçoğumuz İngilizceyi sınıfta, kitaplar ve öğretmenler yardımıyla öğrenmekteyiz. Türkçe öğrenmeyle İngilizce öğrenme arasındaki benzerlik ve farklılıklara bir göz atmak ne yapmamız gerektiğiyle ilgili bir fikir verebilir:
Dil diğer konuların aksine öğretilmesi gerekmeyen bir şeydir. Anneler çocuklarına ayakkabılarını bağlamayı veya “kim o?” demeden kapı açmamayı öğretebilir. Ama hiçbir anne “bak çocuğum, cümlenin öznesi ‘ben’ ise yüklemin sonuna ‘(u)m’ eklemelisin” türünden bir cümle kurmaz! Çocuk bunu duyarak öğrenmiştir zaten. Kuralı bilmeye ihtiyacı yoktur, düşüncesini iletebilmek için cümleyi kurmaya ihtiyacı vardır. İletişim kurabilmeye, dinlenmeye, anlaşılmaya ihtiyacı vardır. Ve bu durum da dili öğrenebilmek için gerekli motivasyon, istek ve ihtiyacı fazlasıyla sağlamaktadır.
Elbette bu durum Türkçe öğrenimi geçerlidir. Birçoğumuz İngilizceyi sınıfta, kitaplar ve öğretmenler yardımıyla öğrenmekteyiz. Türkçe öğrenmeyle İngilizce öğrenme arasındaki benzerlik ve farklılıklara bir göz atmak ne yapmamız gerektiğiyle ilgili bir fikir verebilir:
0 Yorumlar
Hindiler, tavuksular takımına ait olan sülüngiller familyası içerisinde bir alt familya oluştururlar. Amerika'ya ilk göç edenler tarafından keşfedilmiş ve 17. yüzyıl'ın başlarında Avrupa'ya getirilmişlerdir. Günümüzde eti için yetiştirilen bir kümes hayvanı olarak tanınırlar. Özellikle İngilizce bilenlerimiz, Türkiye'nin adının İngilizcede "Turkey" olmasını hep garipsemişlerdir (belki rahatsızlık duyanlar da olmuştur). Çünkü "turkey", İngilizcede "hindi" anlamına da gelmektedir. Peki, eti dolayısıyla "Amerika’nın en sevilen kuşu" diyebileceğimiz hindi nasıl oldu da ismini Türkiye’den aldı? Hindi için farklı dillerde kullanılan kelimelerin anlamlarına dair yaptığımız küçük bir araştırmanın ardından görünen o ki durum sandığımızdan biraz daha karışık; çünkü bu hayvanın ismi, diller incelendiğinde hep farklı milletlerin isimlerini alacak şekilde kullanılmaktadır ve bu oldukça ilginçtir. Nasıl mı? Makalemize başlamadan önce sponsorumuz Protranslate'e teşekkürü bir borç biliriz. Çeviri ve özellikle de yeminli çeviri alanında çok kaliteli hizmetler sundukları Protranslate, Profesyonel Tercüme - Çeviri platformuna tüm takipçilerimiz davetlidir. “Bir lisan, bir insan.” Boşa söylenmemiş bu sözü hepimiz biliriz. Dil bilmek ve bunu kullanmak kişiye tartışmasız çok şey katar. Dili bir iletişim aracı olarak görsek de aslında bir araçtan daha fazlasıdır; anlamı ifade etmenin sistemsel bir yoludur. İnsanın çocukluktan olgunluğa kendini bağımsız yönetmesini ve sosyalleşmesini sağlayan, kültürünü geliştirip kişiyi eğiten süreçleri içerir. Her dilin kendine ait ritim ve ruha sahip farklı elementleri ve aynı zamanda kendi içinde taşıdığı kültürel öğeleri vardır. Kısacası, her dil bir zenginliktir. Dilin, 100 bin yıl önce Afrika’da oluştuğu ve 50 bin yıl önce Ortadoğu üzerinden dünyaya yayıldığı yönünde bilgiler mevcuttur. Modern dillin, 40 bin yıl önce avcılıkta ve taş yontmadaki üretim araçlarının kullanıma başlandığı döneme denk düştüğü kabul görmektedir. Günümüz de en az bir yabancı dil bilmek artık bir ihtiyaç halini aldı. Hatta İngilizce’nin yanında Çince de öğrenmek birçok kişinin tavsiyesi. Ancak gerek zamansızlıktan gerek maddi açıdan bir kursa gidip dil eğitimini tamamlamak zor olmaktadır. Yabancı dil öğrenmek ve öğretmek isteyenlerin bir araya geldiği topluluk siteleri sayesinde hem sıfırdan yeni bir dil öğrenmeye başlayabilir, hem de var olan yabancı dilinizi geliştirebilirsiniz. Listemizde yeni bir dil öğrenebileceğiniz veya yabancı dilinizi geliştirebileceğiniz çeşitli topluluk ve kurs sitelerini bulabilirsiniz: “Bir dil bir insan, iki dil iki insan.” Muhtemelen bu atasözünü daha önceden duydunuz. Bu söz bir bakıma, yabancı bir dili öğrenmenin sizi iki kat daha değerli kılacağı anlamına geliyor. Peki gerçekten NEDEN ikinci bir dili öğrenmek bu kadar önemli? Herhalde bununla ilgili bazı fikirleriniz vardır; ama oturup İngilizce’yi AKICI ve RAHATÇA konuşmanın tüm faydaları hakkında hiç düşündünüz mü? Belki de hiç düşünmediniz ve aslında bu sizin İngilizce öğrenmek için eyleme geçmenizi önleyen nedenlerden biri. Malum, insan hedef belirlemek için çoğunlukla somut bir sebebe ihtiyaç duyar ve bu sebebi bulması için de üzerine düşünmesi gerekebilir, öyle değil mi? Bir dili öğrenmek için insanların kendilerine zaman tanımaları gerekir. Bir dili sürekli aktif olarak kullanmaya çalıştığınızda öğrenirsiniz. Newcastle Üniversitesi Uygulamalı Dil Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vivian Cook, yabancı dil öğrenilmesinde kısa yolların olmadığını belirterek, ”Bir dili öğrenmek için insanların kendilerine zaman tanımaları gerekir. Bir dili sürekli aktif olarak kullanmaya çalıştığınızda öğrenirsiniz” dedi. Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna’daki Türk girişimcilerce kurulan Uluslararası Burç Üniversitesi’nde düzenlenen Uluslararası Yabancı Dil Sempozyumu’na katılan Vivian Cook, yabancı dil öğrenilmesi konusunda seminer verdi. Yabancı dil öğrenmenin kısa bir yolunun olmadığını ve zamana ihtiyaç bulunduğunu vurgulayan Cook, ”Bir ayda İngilizce öğreten” kitap, CD ve diğer malzemelerin işe yaramadığını söyledi. Kişilerin kendilerini geliştirmek için kitap, televizyon, müzik, film ve diğer materyalleri kullanmaları konusunda serbest olduklarını, fakat bir dili öğrenmek için insanların kendilerine zaman tanımaları gerektiğini vurgulayan Cook, şu önerilerde bulundu: Ziyaretçilerimiz tarafından oldukça merak edilen sorulardan birini açıklığa kavuşturmak amacıyla bu makaleyi hazırlamaya karar verdik. Yazımızın devamında soruya dair detaylı yanıtları bulacaksınız; öncesinde ise okumanız konusunda ısrar ettiğimiz bir paragraf sizleri bekliyor olacak. Bunu tarafsız bir gözlem olarak düşünün ve detayları olabildiğince kendi açınızdan yorumlamaya çalışın. Unutmayın, son kararı siz vereceksiniz! Öncelikle öğrenim şekli ve süresi kişiden kişiye değişiklik gösterecektir. Örneğin müzik kulağınız varsa piyano çalmayı öğrenmeniz daha kolay olacaktır. Bunun İngilizce ile alakasını kuramamış olabilirsiniz! Dil öğrenmek aynı zamanda dinlemeyi gerektiren bir süreçtir. Farzedin ki İngilizce bir şarkı dinliyorsunuz ve şarkı içerisinde geçen kelimeleri seçmeye çalışıyorsunuz. Bu eylemdeki başarı ölçütü yine kişiden kişiye değişiklik gösterecektir. İnsanların bir kısmı bu konuda daha yeteneklidir. Tabii ki bu, geride kalanların İngilizce öğrenemeyeceği anlamına gelmiyor! Burada vermek istediğimiz mesaj bizi paragrafın başına götürüyor; öğrenim şekli ve süresi kişiden kişiye değişiklik gösterecektir. Yeni bir araştırmaya göre, birden fazla dil bilmek beynin daha iyi çalışmasını sağlıyor. İki dil konuşan yaşlıların beyni, tek dil bilen yaşıtlarına oranla çok daha iyi çalışıyor; iki dil bilen kişilerde unutkanlık, bunama gibi sorunlar daha az görülüyor. Bu konuda daha önce yapılan araştırmalar da birden fazla dil bilenlerin zihin faaliyetlerinin çok daha aktif olduğunu ortaya koymuştu. Ancak bu araştırmalar gençler üzerinde yapılmıştı. Oysa yeni araştırma yaşlıları konu aldı. Kentucky Üniversitesi Tıp Fakültesi nörologlarından Brian Gold, araştırma ekibinin başkanı. Doktor Gold’a göre, birden fazla dil bilen yaşlılar, Alzheimer’s gibi beyin hücrelerinin ölmesinin yol açtığı sağlık sorunlarıyla daha az karşılaşıyor. İngilizce bilen çok, konuşan yok! "Artık İngilizce bilmeyen mi kaldı?" "Bu devirde İngilizce tek başına yeterli değil, ikinci bir yabancı dil de şart." "Benim İngilizcem iyi ya, sadece biraz pratik eksiğim var." Bunlar gündelik hayatta İngilizceye dair sıkça duyduğumuz ve aslında pek de gerçekçi olmayan ifadelerden birkaçı. Nasıl yani diyebilirsiniz. Şöyle ki: Evet Türkiye'de İngilizce bilmeyen kaldı; hatta bilenler bilmeyenlerin yanında çok ciddi bir azınlık. Neden böyle diyorum? Çünkü "İngilizce bilme" kavramını, sadece okuduğunu ve duyduğunu büyük oranda anlama olarak yorumlamak bence büyük yanlış. Bir dili biliyorsanız o dilde rahatlıkla iletişim kurabilmeli, akıcı bir şekilde konuşabilmeli ve yazabilmelisiniz. O dilde düşüncelere dalıp kafanızda planlar yapabilmesiniz. Bunun dışında kalan durumları ben "bilmek"ten saymıyorum doğrusu. |
Merhaba!Burası bir serbest kürsü! Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı, görseliyle birlikte "[email protected]" adresine gönderin, değerlendirelim. Blog Arşivi
Kasım 2022
Kategoriler
Tümü
|