Makalemize başlamadan önce sponsorumuz Protranslate'e teşekkürü bir borç biliriz. Çeviri ve özellikle de yeminli çeviri alanında çok kaliteli hizmetler sundukları Protranslate, Profesyonel Tercüme - Çeviri platformuna tüm takipçilerimiz davetlidir.
“Bir lisan, bir insan.”
Boşa söylenmemiş bu sözü hepimiz biliriz. Dil bilmek ve bunu kullanmak kişiye tartışmasız çok şey katar.
Dili bir iletişim aracı olarak görsek de aslında bir araçtan daha fazlasıdır; anlamı ifade etmenin sistemsel bir yoludur. İnsanın çocukluktan olgunluğa kendini bağımsız yönetmesini ve sosyalleşmesini sağlayan, kültürünü geliştirip kişiyi eğiten süreçleri içerir.
Her dilin kendine ait ritim ve ruha sahip farklı elementleri ve aynı zamanda kendi içinde taşıdığı kültürel öğeleri vardır. Kısacası, her dil bir zenginliktir.
Dilin, 100 bin yıl önce Afrika’da oluştuğu ve 50 bin yıl önce Ortadoğu üzerinden dünyaya yayıldığı yönünde bilgiler mevcuttur. Modern dillin, 40 bin yıl önce avcılıkta ve taş yontmadaki üretim araçlarının kullanıma başlandığı döneme denk düştüğü kabul görmektedir.
Boşa söylenmemiş bu sözü hepimiz biliriz. Dil bilmek ve bunu kullanmak kişiye tartışmasız çok şey katar.
Dili bir iletişim aracı olarak görsek de aslında bir araçtan daha fazlasıdır; anlamı ifade etmenin sistemsel bir yoludur. İnsanın çocukluktan olgunluğa kendini bağımsız yönetmesini ve sosyalleşmesini sağlayan, kültürünü geliştirip kişiyi eğiten süreçleri içerir.
Her dilin kendine ait ritim ve ruha sahip farklı elementleri ve aynı zamanda kendi içinde taşıdığı kültürel öğeleri vardır. Kısacası, her dil bir zenginliktir.
Dilin, 100 bin yıl önce Afrika’da oluştuğu ve 50 bin yıl önce Ortadoğu üzerinden dünyaya yayıldığı yönünde bilgiler mevcuttur. Modern dillin, 40 bin yıl önce avcılıkta ve taş yontmadaki üretim araçlarının kullanıma başlandığı döneme denk düştüğü kabul görmektedir.
Dilbilimcilere göre dünyamızda 6000'den fazla dil konuşulmaktadır. Ancak, bugün politik güçler tarafından dünyamızda tanınan dillerin sayısı birkaç yüzü geçmez.
İlkokuldan beri dilbilgisi derslerinde öğrendiğimiz bir dil aileleri ve grupları meselesi vardır. Hatırlamak gerekirse; Ural-Altay dil ailesi, Afrika-Asya dil ailesi, Hint-Avrupa dil ailesi başlıca dil gruplarıdır. Türkçe, Ural-Altay dil ailesindendir.
İlkokuldan beri dilbilgisi derslerinde öğrendiğimiz bir dil aileleri ve grupları meselesi vardır. Hatırlamak gerekirse; Ural-Altay dil ailesi, Afrika-Asya dil ailesi, Hint-Avrupa dil ailesi başlıca dil gruplarıdır. Türkçe, Ural-Altay dil ailesindendir.
Hint-Avrupa dilleri ise, günümüzde en çok öğrenilmeye rağbet gören yabancı dillerdir. Bunlar:
Aynı dil grubuna ait bazı diller, konuşan kişide rahatlıkla çağrışım yapar. Meselâ; Fransızca bilen biri İtalyanca veya İspanyolcayı çok daha çabuk öğrenebilir.
Dilin gösterdiği evrimi ve tarihi gelişimi, hızlandırılmış biçimiyle günümüz dünyasında bir insanın yaşamındaki çeşitli evrelerde gözlemlemek mümkündür. Bu evrelerin ilki sesler çıkarmakla sınırlıdır. Bu sesleri, sözcük edinmeler ve bu sözcüklerin anlamlı bir biçimde düzene girmesi anlamına gelen cümle kuruluşları izler. Günümüzde bir insanın yaşamına sığdırılan bu gelişme, insanlık tarihinde yüzyıllara karşılık düşmüştür.
İnsanoğlunun dil edinme becerisi, binlerce yılın deneyim ve tecrübelerine dayanır. Dil, önce ses, sonra sözcük, sonra söz dizimi olarak karşımıza çıkar.
İnsanoğlu, birden fazla dil konuşma yeteneğine sahip olduğuna göre, tek dil dayatmanın hiçbir anlamı yoktur. Zaten globalleşen dünyada, dünya nüfusunun yarısı birden fazla dil konuşmaktadır.
Türkiye'de de yabancı dil giderek önem kazanmaktadır. Avrupa ile gelişen ilişkiler ve Türkiye'nin dışa açılması sonucunda yabancı dil ihtiyacı da artmaktadır. İnternet'in gelişmesi ve ticarî ilişkilerin artması Türkiye'de de yabancı dil öğretiminin gelişmesine zemin hazırlamaktadır.
Devlet kurumları yeterli kapasiteye ulaşamayınca bu alan 1980 yılından itibaren özel sektöre ve eğitim vakıflarına açılmıştır. Genç nüfusun fazlalığı ve yabancı dil öğrenme ihtiyacı akla şu soruyu da getiriyor: Parası olana yabancı bir dille daha iyi orta ve yüksek öğretim mi? Bu sorunun cevabını aramaktansa kendi kendinize bir şeyler yapın! Çok çeşitli kaynaklardan öğrenme ve öğretme imkânının olması yabancı dil eğitimini ülkemizde daha da geliştirecektir.
Bir fikir, öğreti, kavram sunulurken genelde hep pozitif ve negatif yönleri sıralanır. Ben de bu yazımda yabancı dil bilmenin avantaj ve dezavantajlarını sıralayayım dedim ama düşündükçe karşıma hep avantajları çıktı. Negatif bir yönünü göremediğim bu zenginliği siz de kendinize elinizden geldiğince katın.
Yabancı Dil bilmenin yararlarını kısaca sıralarsak;
- Germen (Almanca, Holandaca, İngilizce ve diğerleri),
- Roman (Fransızca, İtalyanca, İspanyolca ve diğerleri),
- Slav (Polonyaca, Çekçe, Rusça)
Aynı dil grubuna ait bazı diller, konuşan kişide rahatlıkla çağrışım yapar. Meselâ; Fransızca bilen biri İtalyanca veya İspanyolcayı çok daha çabuk öğrenebilir.
Dilin gösterdiği evrimi ve tarihi gelişimi, hızlandırılmış biçimiyle günümüz dünyasında bir insanın yaşamındaki çeşitli evrelerde gözlemlemek mümkündür. Bu evrelerin ilki sesler çıkarmakla sınırlıdır. Bu sesleri, sözcük edinmeler ve bu sözcüklerin anlamlı bir biçimde düzene girmesi anlamına gelen cümle kuruluşları izler. Günümüzde bir insanın yaşamına sığdırılan bu gelişme, insanlık tarihinde yüzyıllara karşılık düşmüştür.
İnsanoğlunun dil edinme becerisi, binlerce yılın deneyim ve tecrübelerine dayanır. Dil, önce ses, sonra sözcük, sonra söz dizimi olarak karşımıza çıkar.
İnsanoğlu, birden fazla dil konuşma yeteneğine sahip olduğuna göre, tek dil dayatmanın hiçbir anlamı yoktur. Zaten globalleşen dünyada, dünya nüfusunun yarısı birden fazla dil konuşmaktadır.
Türkiye'de de yabancı dil giderek önem kazanmaktadır. Avrupa ile gelişen ilişkiler ve Türkiye'nin dışa açılması sonucunda yabancı dil ihtiyacı da artmaktadır. İnternet'in gelişmesi ve ticarî ilişkilerin artması Türkiye'de de yabancı dil öğretiminin gelişmesine zemin hazırlamaktadır.
Devlet kurumları yeterli kapasiteye ulaşamayınca bu alan 1980 yılından itibaren özel sektöre ve eğitim vakıflarına açılmıştır. Genç nüfusun fazlalığı ve yabancı dil öğrenme ihtiyacı akla şu soruyu da getiriyor: Parası olana yabancı bir dille daha iyi orta ve yüksek öğretim mi? Bu sorunun cevabını aramaktansa kendi kendinize bir şeyler yapın! Çok çeşitli kaynaklardan öğrenme ve öğretme imkânının olması yabancı dil eğitimini ülkemizde daha da geliştirecektir.
Bir fikir, öğreti, kavram sunulurken genelde hep pozitif ve negatif yönleri sıralanır. Ben de bu yazımda yabancı dil bilmenin avantaj ve dezavantajlarını sıralayayım dedim ama düşündükçe karşıma hep avantajları çıktı. Negatif bir yönünü göremediğim bu zenginliği siz de kendinize elinizden geldiğince katın.
Yabancı Dil bilmenin yararlarını kısaca sıralarsak;
- Dil bilmek, belli sektör ve iş alanlarında yaratıcılığı kolaylaştırır. Örneğin; reklâmcılık, dış ticaret, yazarlık, bilgi teknolojisi (yabancı uluslar arası terimler) alanlarında.
- İş ararken adaylar arasında bir adım önde olursunuz.
- Kendine güven duygusu ile kendi kendine yetme duygularınız güçlü olur.
- Zaman kazanımı: kendi işinizi halledebileceğiniz için tercümana, tercüme bürolarına veya aracıya pek gereksiniminiz kalmaz.
- Uluslar arası platformlarda kendinizi ve ülkenizi iyi bir şekilde temsil edersiniz.
- Yurtdışı seyahatlerinde kendinizi daha özgür hisseder, daha zevkli ve pratik bir yolculuk geçirirsiniz.
- Yeni bir ilgi alanı çıkabilir karşınıza. Dil, içinde taşıdığı kültür ile belli sporlara, uğraşlara eğilimler taşır, ve siz bunlardan birini veya birkaçını seçerek hayatınıza yeni bir anlam ve renk katabilirsiniz.
Dilin tarihsel gelişimini, Türkiye’de ve dünyadaki önemini, kazandıracağı yararları gördükten sonra, yabancı dil öğrenmenin yolları nelerdir sorusunun cevabına bakalım şimdi de.
Yabancı Dil geliştirilirken hem teorik, hem pratik uygulamalar yapmak gerekir. Vakti olanlar için önerebileceğim en kolay yol tabii ki iyi bir eğitmenden ders almak ve dersler dışında da tekrar yapmak.
Gelelim ders almaya bile vakti olmayan gruba;
- Kulak dolgunluğu yapması amacıyla öğrendiğiniz dilde şarkı dinlemek
- Çeşitli kelime yarattıran oyunlar oynamak.
- Orijinal versiyonları ile film izlemek, o dilin mensup olduğu TV kanalını izlemek.
- Dergi, çocuk kitapları ve kolay dilde yazılan hikaye kitapları okumak. Sabahları beyin dinçken veya yatmadan önce 15 dakika okumak bile yeterli olacaktır.
- Cep telefonun dilini öğrenilen yabancı dile çevirerek kullanma.
- İnternette sohbet arkadaşı edinip bir ya da birden fazla kişiyle yazışmak. Pedagoji ve psikoloji dalında yapılan araştırmalar, fiziksel ve ruhsal rahatlama esnasında öğrenme potansiyelinin çok daha arttığını göstermiştir.
- Yabancı dil öğretici kitap serilerini almak ve kendi iç disiplininizle zaman yönetimi yaparak bunlara çalışmak.
Bunları uygularken ekleyebileceğim birkaç önemli adım ise;
- Paragraf okuma ve/veya dinleme
- Yüksek sesle okuma ve bazen de sessiz okuma
- Tekrar yapma
- Duyduğunu yazıya dökme
- Aynısını kopyalama (yazılı veya sözlü)
- Bilgi transferi; yani bir çeşit uygulamadan bir diğerine geçme. Görselden yazmaya veya tam tersi yazılı çalışmadan görsele geçme.
- Dili bilen bir başka kişi ile röportaj yapma, karşılıklı konuşarak ondan bilgi almaya çalışma.
İnanın bana, birtakım özverilerde bulunmadan kendinizi geliştirmeniz kolay değil.
Daima bir adım önde olmak için maaşınızı aldığınız işinizin dışında da kendinizi geliştirmeye mutlaka zaman ayırın.
Hepinize kolay gelsin!