Ülkemizde eğitim sektörü ciddi bir ekonomik pazar. Nasıl olmasın ki? Genç nüfusun fazla olduğu, eğitim ve sınav sistemlerinin sık sık değiştiği, binlerce işsiz gencin olduğu ve hala gelişmekte olan bir ülkede gençler için ister istemez tek çare “okumak” oluyor.
Gelişememiş ve işsizliğin hala yüksek olduğu, ekonomik krizlerin yaşandığı, dışarıdan gelen sıcak paralara dayalı bir ekonomik düzenle işleyen ülkelerde girişimcilik de riskli bir yol. "Girişimcilik zaten risktir" diyenlerdenim ancak bu risk bizim ülkemizde dış etkenlere çok daha bağlı olunca girişimcilik büyük bir cesaret istiyor. Kaldı ki ülkemizde girişimci olanların genel ortak özelliğini incelediğimizde genelde hep en son çare olarak girişimciliğin seçildiğini görüyoruz. Girişimcilik riskini almak istemeyen ve ailesinin de yönlendirmeleriyle, daha garanti bir yol olacağı düşüncesiyle gençler iyi bir üniversitenin iyi bir bölümünü tutturmaya odaklandırılıyor. Üniversitede eğitim görüp iyi bir meslek sahibi olmaktan başka bir çıkış yolu aramak hayalperest bir yol olarak gençlere sunuluyor. Oysa artık iyi bir bölüm ve üniversiteden mezun olmak da tek başına size iyi bir geleceği garanti edemiyor.
Gelişememiş ve işsizliğin hala yüksek olduğu, ekonomik krizlerin yaşandığı, dışarıdan gelen sıcak paralara dayalı bir ekonomik düzenle işleyen ülkelerde girişimcilik de riskli bir yol. "Girişimcilik zaten risktir" diyenlerdenim ancak bu risk bizim ülkemizde dış etkenlere çok daha bağlı olunca girişimcilik büyük bir cesaret istiyor. Kaldı ki ülkemizde girişimci olanların genel ortak özelliğini incelediğimizde genelde hep en son çare olarak girişimciliğin seçildiğini görüyoruz. Girişimcilik riskini almak istemeyen ve ailesinin de yönlendirmeleriyle, daha garanti bir yol olacağı düşüncesiyle gençler iyi bir üniversitenin iyi bir bölümünü tutturmaya odaklandırılıyor. Üniversitede eğitim görüp iyi bir meslek sahibi olmaktan başka bir çıkış yolu aramak hayalperest bir yol olarak gençlere sunuluyor. Oysa artık iyi bir bölüm ve üniversiteden mezun olmak da tek başına size iyi bir geleceği garanti edemiyor.
Genç nüfusun fazla, ancak istihdam olanaklarının sınırlı olması eğitim yolunu seçen gençlere “farklılaşma” zorunluluğu getiriyor. Bu farklılaşma staj yapmak, dil öğrenmek, yurt dışı deneyimleri yaşamak, sosyal sorumluluk projelerinde aktif rol almak, proje ve inovasyon yarışmalarına katılmak vb. gibi seçenekler değerlendirilerek yapılabilir. Bunun yanı sıra son zamanlarda online ya da uzaktan eğitim olanaklarıyla gençler, hatta profesyoneller dünyanın herhangi bir noktasından istedikleri bir kurumdan eğitim alabilme olanağını değerlendirmekteler.
Günümüzde dünyadaki birçok üniversite e-MBA gibi uzaktan eğitim programları açıyor. Bu sayede gençler ve genç profesyoneller hem iş hayatında çalışırken hem de uzaktan eğitim ile evden, iş yerlerinden diledikleri her yerden online olarak eğitimleri takip edebiliyor. Dersler o anda canlı olarak öğretim görevlisi tarafından anlatılıyor ve siz de o anda interaktif olan ortama bağlanarak dersi izleyebiliyor, istediğinizde derse katılarak sorularınızı sorabiliyorsunuz. Eğer o gün derse online bağlanamazsanız, derslerin kayıtları video olarak tutuluyor ve istediğinizde tekrar tekrar izleyebiliyorsunuz. Sınavlar ise ya hepsi online oluyor ya da sadece finaller için okula fiziksel olarak gitmeniz gerekiyor.
Online eğitim sadece yüksek lisans programları için geçerli değil. Dil eğitim programları, sertifika programları gibi dünyanın her yerinden katılımcıların buluştuğu online eğitim veren kuruluşlar var. Bu sayede hem yurt dışındaki bir üniversiteden mezuniyet belgesi alabilme şansınız oluyor, hem de farklılaşma ve artı bir değer katma yolunda güzel bir fırsata sahip oluyorsunuz. Ayrıca online eğitim denildiğinde sadece aklınıza yukarıda e-MBA için anlattığım düzen gelmesin. Bugün Youtube’da bir eğitim videosunu izlemek de online eğitim sınıfına girmekte.
Zaman ve ulaşım konusunda bir hayli avantajlı olan, aynı zamanda eğitimin ücretinin de örgün eğitime göre oldukça uygun olduğu online eğitim programları, eğitim almak ve kendisini geliştirmek isteyenler için bir yere bağlı kalmak zahmetinden de kurtarmış oluyor. Dünyada her geçen gün online eğitim alan kişi sayısı git gide artmakta. Ülkemizde de bunun etkilerini özümüzdeki yıllarda daha fazla hissedeceğiz.
Online eğitim sadece yüksek lisans programları için geçerli değil. Dil eğitim programları, sertifika programları gibi dünyanın her yerinden katılımcıların buluştuğu online eğitim veren kuruluşlar var. Bu sayede hem yurt dışındaki bir üniversiteden mezuniyet belgesi alabilme şansınız oluyor, hem de farklılaşma ve artı bir değer katma yolunda güzel bir fırsata sahip oluyorsunuz. Ayrıca online eğitim denildiğinde sadece aklınıza yukarıda e-MBA için anlattığım düzen gelmesin. Bugün Youtube’da bir eğitim videosunu izlemek de online eğitim sınıfına girmekte.
Zaman ve ulaşım konusunda bir hayli avantajlı olan, aynı zamanda eğitimin ücretinin de örgün eğitime göre oldukça uygun olduğu online eğitim programları, eğitim almak ve kendisini geliştirmek isteyenler için bir yere bağlı kalmak zahmetinden de kurtarmış oluyor. Dünyada her geçen gün online eğitim alan kişi sayısı git gide artmakta. Ülkemizde de bunun etkilerini özümüzdeki yıllarda daha fazla hissedeceğiz.
Erman Akdeniz tarafından yazılan bu yazı ilk olarak 14.07.2013 tarihinde infopik.com adresinde yayınlanmıştır.